27 Ekim 2013 Pazar

Pencerelerden Seyretmek

   Bir çok hatıra birikti zihnimde, kaleme almadığım. Nedenini soruyorum da kendime, bazen cümlelerimi sığ buluyorum, hissettiklerime nispeten. Bazen çok hızlı düşündüğümü ama yazarken daha dikkatli olmam gerektiğinden, cümlelerimin karıştığını farkediyorum. Bir de sanırım önce en ince ayrıntıya kadar hücrelerime işlemem gerekiyor her detayı.
  Düşünebilmek nimeti, görebilmekle birleşince aydınlanıyor insan ruhu. Gezmek, görmek, tefekkür etmek benim çehreme yansıyan bir aydınlığa dönüşmüş olmalı ki, her gören; "Bu seyahat yaramış sana" diyor. Bilmeyenler vardır; uzunca bir seyahat imkanı nasip etti Rabbım. Abantla başlayıp, urfa,adıyaman, (babamın büyüdüğü köy) ve nihayetinde abanta tekrar döndüğüm bir yolculuktu. Gittiğim yerlerden çok, katettiğim yol iyi geliyor bana desem abartmış olmam herhalde.
   Gitmek...Uzaklaşmak...Sürekli değişen manzaralar. Arabanın penceresinden izlediğim, her biri ayrı tefekkür sebebi olan iklim,renk,bulutlar...Ruh halimin değişkenliğine iyi gelen,hızlı bir döngü. Biraz daha dışardan bakınca gördüğüm dünya hayatı ve Üstadımın söyledikleri geliyor hatırıma;"Pencerelerden seyret, içlerine girme." Tam da bana iyi gelen şey değil mi bu?
   Gittikçe yakınlaşıyorum sandığım dağların yanına geldikçe,ardındaki dağlar çıkıyordu karşıma. Yani bitmiyordu yol ve aşılmıyordu bütün dağlar. Ya da ben öyle sanıyordum. Bitmiyordu dünya hayatı, aşılması gereken sorunlar bitmiyordu. Ama yol hep devam ediyordu ve görüyordum ki her dağın aşılması da gerekmiyordu. Dağların etekleri de sımsıcak kucaklıyordu insanı.
   Gün bitip, ay gösterince yüzünü gecenin karanlığının içinde, bir umut yeşeriveriyordu hep içime. Bunca karanlığın içinde beni Nursuz bırakmayan bir Yaradanım var diye. Aynayı yüzüme çevirince, içimde çok derinde bir ses işitiverdim yine; "İmân hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki imânı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imânın kuvvetine göre, hâdisâtın tazyikâtından kurtulabilir..."
   Gitmek lazım hep, uzaklaşmak... Cisimlerden uzaklaşıp, manaya yakınlaşmak. Manaların içindeki huzurla yoğrulup,devamına duacı olmak.

Devamını Oku