12 Ocak 2012 Perşembe

Bana Mukayet Ol!

 Bir tuhaf hüzün...Karla karışık güneş, gözyaşına karışmış gülüşler, yeise bulaşmış ümitler, kasırgalı meltemler. İçime saçılmış tezat duygular.. 
 Sağa dönsem;duvar, sola dönsem; dalgalar. Duvara çarpsam kırılırım, dalgalara bıraksam kendimi boğulurum... Her zaman bir seçme şansı
oluyor insanın; en kötü anında bile...Yara alıp ölmeyi de kendi seçiyor insan, geri dönmeyi de, yaralarla beraber yürümeyi de.Şimdi kırılmak
mı seçilir, dalgalarda boğulmak mı?
 Bir yanım kapat gözlerini boğul derken delicesine, kırılmaktan paranoya sahibi olmuş ruhum hala, "yine de bir düşün" diyebiliyorken,
iradem şaşkın...Muhakememin karşısına oturmuş duygularım.Yani orda da bu çatışma kıran kırana...
 Bazen seçme şansım olmasa keşke diyorum. Ruhum şeriat istiyor. Demokrasiyi sevmiyorum(!)
 Tutup elinden çekiyorum yine aklımı...Ey akıl! Düş önüme....Şu ışıkları bir yak hele, gölgelerle boğuşmaktan kurtar önce beni..
Kırılmadan, duvarlara çarpmadan bitmez bu yol, öyleyse tut duygularımın da elinden ki, kanayan yerlerime tuzlu su dalgaları
vursun.
 Tamam...Kandırmıyorum kendimi...Biliyorum, bu yaman çelişkiler bitmeyecek. Biliyorum, elimi her uzatmamda önce yanıp,
Sonra kanayıp, en sonunda pişerek yaşayacağım hep..
 Derin yaralarım bitmeyecek. Belki de hep bir yenisi daha eklenecek.
 Mutluluklarım olacak, yanında nefes aldığım insanlar da...
 Beni bir kelime kurtaracak sonra; "Denge"... Tezatlıklardan oluşan bir bütün oluvericem sonunda. Yürüyüp yürüyüp ; "Bu anı bir kere daha yaşamıştım"
diyerek, molalar vericem yol kenarlarında, bir kaç nefeslik.. Kağıt- kalem molasındayım şimdi. Bir sayfa da ben karalarım en fazla...
 EY AKLIM! !BANA MUKAYET OL!!!















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder