24 Ocak 2012 Salı

Ben Olup Giderim

Yanmak ne zaman acı verir insana? Yanarken mi? Kül olduktan sonra mı?
Düşünüyorum da yanması daha kolay belki de...Küle dönünce anlıyo insan,yanarken yapılabilecek birşeyler olduğunu
ve aslında küle dönünce sona geldiğini..

Rüzgarları, fırtınaları kıble yapıp kendime, belki tekrar tutuşurum diye beklerken anladım,"Küllerinden doğmak" sözünün,külliyen yalan olduğunu.
İnandığım öyle çok yalan var ki,nolurdu buna da inansam?
Kasırgalar yıktı geçti de, küllerimi de savurdu başıma...Artık kıblemi değiştirsem de boş,küllerim bile kayıp.
İbrahim(a.s)'den bir lemacık yok ki yüreğimde,ateşler içinden ferahlıklara döneyim.

Ne umuda lüzum var, ne de yeise..
Ne geçmişe yanarım,ne gelecekten medet umarım..
Kendi etrafımda dönüp dururken bir bakmışım;
gecem gündüzüm bir,hüznüm mutluluğum bir,dostum düşmanım bir,kaçtığım kovaladığım bir...
Bende boğulmuş bir ben. Benliği aşmış iki ben..
Ne zordur bilir misin insanın kendisinden kaçıp,kendisine dönmesi?
Kendisiyle konuşup, kendisine küsmesi..
Bir bilsen,belki sen de deli dersin adıma..
Bildim sananlardan olursan,sen de deli dersin elbet..
Ben sana da güler geçerim..Ve güldükçe birilerine,ben olup giderim...
Ne sen görür benim gözüm,ne o,ne bu,ne şu..
Sendeki beni bulup alırım da anlamazsın...
Sen niye varsın sorarım da,sana mı sordum sanarsın?
Ben, benle yaşayan bir deliyim
söylesene sen burda ne ararsın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder