12 Ocak 2012 Perşembe

Yara Limanı

 Kırılırsın...Kimi bilerek yakar canını, acısın diye, kimi bilmez bile senden neleri götürdüğünü,
kimisi de yine bilerek kırar, kendine gelesin diye.. Fark eder mi tavrı, tarzı? Kırar,ezer,geçer,
çoğu zaman ardına bakmadan gider.
 Kırarsın...Bazen bilerek, bazen istemeyerek, bazen sarsmak adına ama kırıp geçersin sen de işte..
Farkın kalmaz seni ezip geçenlerden...Yargılarsan kendini anlarsın senden gidenlerin ne diye gittiğini
Anlamazsan gider durursun boş yere..Gittikçe, geleceğini de çizersin önüne; gittiğin herkesten,
bişreyler götrdüğün her insandan, birşeyler yaşayarak yürümektir artık kaderin.
 Anlamazsın, bir de anlaşılmaz hissedersin...Kırılırsın, kırdığını göremezsin. İçinde bi canavar var,
zaptedemezsin. Önce seni yer bitirir, sonra en yakınını çoğu zaman, en kıyamadığını. Kaçarsın,
insanlardan kaçtığını sanırlar. Susarsın, adını gamsız koyarlar. Gidersin, kaçtı bilirler.
Ne savaş Ya Rabbim!
 Kalmakla çözülmeyecek yaralar saklıdır yürekte bazen. Konuşmakla çözülmeyecek, anlatmakla tükenmeyecek.
Bazen ailenden miras kalır, bazen dosttan, bazen sevgiliden. Zaman ilacıdır deyip kandırmaya çalışırlar.
Zaman..İlaç değilsin.En çabuk yine sen gelip gidersin...Zaman ilaç olduğunu sandığın yaralarını tekrar
tekrar altın tabaklarda sunar önüne.."Afiyet olsun"
 Kalmakla çözemeyince gitmeyi denersin. Gidemezsin. "Nereye gidiyosun birader" der, takılırlar peşine ya da
hiç olmadı, gittiğin yerde yeni bir "yara limanı"...
 Eee ne yapacağız şimdi? Herkes kendi çözümünü bulur elbet...
 Ben buldum; Giden gitsin, kalan sağlar benimdir...
 Ben mi? Olduğum yerde sayarım... Bazen roma rakamlaryla, bazen arapça rakamlarla. Görüntüler farklı,
içerikleri bir.. Yani yine kandırırm kendimi mücadele ediyorum diye...Almanca da sayarım, Fransızca da..
İtalyanca da; Ein, deux, tre.................

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder